Bu gidişatın kaçınılmaz sonucu, emeğin, doğanın ve toplumun sistematik biçimde tahribi ve siyasal ve her alanda zor aygıtlarının güçlenmesi olacaktır. Siyasal, toplumsal ve ekolojik istikrarsızlık koşullarında tekelleri pekiştirmek ve toplumsal düzeni sürdürmek için otoriter yönetim biçimlerinin yükselişi şaşırtıcı değildir. Bu süreçte kapitalizm, ortak varlıkların tekelleştirilmesi ve gaspı üzerine kurulu hiyerarşik bir düzen ortaya çıkarıyor. Düzeni korumak için otoriterliğe artan bağımlılık, bir anlamda kapitalizmin yapısal kırılganlıklarının da göstergesidir. Bu kırılganlıkların nasıl evrileceği ve sistem karşıtı hareketlerin nasıl şekilleneceği ise belirsizliğini korumaktadır.
Category: tekno-feodalizm
Veri, güç ve sermaye
Kısacası, bugün dijital tekellerin yarattığı önemli dönüşümler, kapitalizmin sona erdiğini değil, daha yoğun bir tekelci-rantiye kapitalizme evrildiğini gösteriyor. Sosyal bilimlerde yeni kavramlar hep cazip olmuştur. Ancak iktisadi ve politik yönelimleri doğru okumak istiyorsak, değişenin içinde değişmeyeni de görmek gerekir. Bu da ancak bu süreklilikler üzerine inşa edilecek bir dönüşüm perspektifiyle anlam kazanabilir.
Dijital tekeller ve rant
Özgür Orhangazi 4 Ekim 2025 Tekno-feodalizm yahut neo-feodalizm yaklaşımının açıklamaya çalıştığı ana mesele, büyük teknoloji şirketlerinin ve özellikle dijital platformların son dönemde eriştiği tekel gücü ve bu gücün getirdiği rantlardır. Bu tekelleşmenin arkasında üç ana neden bulunmaktadır. Birincisi, patent, telif ve marka korumaları gibi fikri mülkiyet hakları, dijital platformların ve büyük şirketlerin bir yandan yenilikleri … Continue reading Dijital tekeller ve rant
Dijital çağda kapitalizmin dönüşümü: Tekno-feodalizm tartışmalarına giriş
Son yıllarda bu tartışmalarda öne çıkan yeni bir kavram ise “tekno-feodalizm” ya da “neo-feodalizm” oldu. Buna göre dijital platformlar, kapitalizmin klasik kâr, rekabet ve sermaye birikimi mantığından koparak, rant, tekelcilik ve siyasal kontrol üzerine kurulu yeni bir düzene doğru evrilmesine yol açmaktadır. Kapitalizmin hareket yasaları giderek tanınmaz hale gelmekte ve rekabet ve kâr maksimizasyonu, artı-değerin yeniden yatırımı ve üretici güçlerin kesintisiz gelişimi gibi kapitalizmin temel dinamikleri yerini rant arayışı, kaynakların yağmalanması ve dijital platformların kurduğu siyasal-ekonomik denetime bırakmaktadır. Peki gerçekten bildiğimiz kapitalizmin sonuna geldik ve yeni bir toplumsal formasyona mı geçiyoruz? Yoksa öldüğü ilan edilen şey, aslında hiç yaşamamış olan idealize edilmiş bir kapitalizm mi?
