Neden kamuculuk? -1

Bugün Türkiye’de nüfusun önemli bir bölümü, temel ihtiyaçlara erişimde ciddi sorunlar yaşamaktadır.  Bunun arkasında sadece ücret artışlarının fiyat artışlarının gerisinde kalması ve dolayısıyla reel ücretlerin erimesi değil, aynı zamanda eğitim, sağlık, ulaşım, barınma, gıdaya erişim ve bakım hizmetleri gibi temel hakların tedarikinin büyük ölçüde piyasaya bırakılması yatmaktadır. Oysa, herkesin belirli mal ve hizmetlere erişim hakkı olduğu, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde çok açık bir biçimde yer almaktadır. Bildirge’nin 25. maddesi, herkesin kendisi ve ailesi için sağlık ve refahı sağlayacak bir yaşam düzeyine — gıda, giyim, konut ve sağlık hizmetleri dâhil — hakkı olduğunu belirtir. Bu temel insan hakkının piyasaya terk edilmesi, toplumsal hakların değil, bireysel alım gücünün belirleyici olduğu bir yapının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hâlbuki bu alanlarda üretimin kamu eliyle, planlı ve kapsayıcı biçimde sağlanması hem ekonomik etkinliği artıracak hem de toplumsal eşitsizlikleri azaltacaktır.